Friday, November 13, 2015

Uyuyakalmak, Kütüphanede Bir Sınav Gecesi ve Chebyshev

Merhaba güzel insanlar!


IC'de (aysii diye okunur ve kendisi sevgili Bilgi Merkezi'miz yani kütüphanemizdir), 7/24 isimli salonda oturmuş ders çalışıyorum.

Saat 22:11

Daha doğrusu çalışmaya çalışıyorum. Uzun zamandır hiç bu kadar çalışmayasım olmamıştı -ki ders çalışmayı seven bir insanımdır.

Yarın MATH 203 sınavım var. Yani olasılık.

İlginç şeyler öğretiyorlar. Lisede sürekli derdiniz ya "Hiç işime yaramayacak şeyler öğretiyorlar!!" , bir de sizi bu derse davet etmek isterim. Olay dışarıdan bakınca aslında gerçekten "gereksizmiş gibi gözüküyor. Üstüne bir de ben akademik kariyer düşünmediğime karar verdiğimden, şu an aslında çok da işime yarayacağını düşünmüyorum doğru konuşmak gerekirse the moment-generating function of a random variable X isimli konunun hayatımın herhangi bir döneminde; ama yine de evet ileride işime yarayabileceğini hesaba katarsak -ki hayatım boyunca benim için ölüm kalım meselesi olacağını öğrensem bile şu anki önemini değiştirmiyor hiçbir şey MATH203'ün - ve aldığım notun GPA(cipiey diye okunur ve genel not ortalamasıdır kendisi)'imi etkileyeceğini düşünürsek çalışmam gerektiği kanaatine varıyoruz.

Matematik severim ben ve matematiği seven bir insan şu an bunları düşünüyorsa bir de sevmeyen arkadaşlarımı tahmin ediniz.

Iıııaaaaaaaa Chebyshev'in teoremini paylaşayım bakın sizinle:

    \Pr(|X-\mu|\geq k\sigma) \leq \frac{1}{k^2}.
CHEPBYSHEV'i rahmetle anıyoruz.

Evet matematik severim demiştim.

Olasılık da severim.

Ama sevgili dostum matematiğe sesleniyorum buradan: Bu kadarı artık...hmm...

...

Birkaç dakika önce Yunus Emre geldi, aynı şeyleri düşünüyormuş MATH203 hakkında. Pazar günü Maraton'a katılacağız, Sabancı Üniversitesi Burs Fonu için koşuyoruz, onun tişörtünü verdim, konuştuk ve yazıma geri döndüm.

...

Sadece birkaç hareketli şarkı dinleyip fakülte koridorlarında dans etmem gerekiyor sanırım motive olabilmem için.

Sonrasında da yarın gider 100 alırım.

...

Ne kadar ilginçtir bilmiyorum ama bana oldukça ilginç geliyor (bu da sanırım oldukça ilginç yapıyor durumu), üniversitedeki notlarım lisedekinden çok daha iyi.

Üniversitede yatarım oh, diyordum.

E üniversiteye geldim,
Burada bir senede aldığım 100'leri ben dört senede lisede almamıştım.

...

Burada biz bizeyiz, açık konuşalım: zor sınavlar cidden zor.

Lisedekinden yüksek notlarım diyorum ama lisede bu kadar çalıştığım söylenemez tabii ki.

...

Bir de burada yüksek not almanın hızlı bir geridönüşü oluyor.

Alt tarafı birkaç sınavdan 100 almak ne işe yarar not ortalamasını yükseltmekten başka diye düşünüyorsanııııız; şu sınavlarım bitsin, geçen dönemki başarımdan dolayı bana verilen tatlı, minik bir armağandan bahsettiğim bir yazı yazacağım, onu okursunuz.

...

Birkaç dakika önce Ebrar geldi yanıma, sağolsun şarz aletini getirmiş (şaka şaka şarj), biraz ara verdim yazıma şimdi geri döndüm devam ediyorum yazmaya. Ona anlattım birkaç saat önce yaşadıklarımı, size de anlatayım:

KOMİK ANI olsun başlığımız

Başlıyorum anlatmaya: Akşam 5'te Furkan'la buraya geldik. Arka arkaya olan karellere oturduk ve ders çalışmaya başladık.

5 dakika sonra uyuyakalmışım...

Çok sevdiğimi söylemiştim matematiği, beni kendileri çooook uzak diyarlara götürmüşler efenime söyliyim.

Sonra öyle bir rüya gördüm ki, uzun zamandır böyle büyük bir korkuyla uyanmamıştım!

Rüyamda altıma yapıveriyordum!

Hemencecik uyandım -ki nasıl bir korkuyla uyandığımı tahmin edebilirsiniz yani kütüphanede, kalabalıkta, uyurken altına yapıvermek... çok da mutlu bir deneyim sayılmaz.

Kontrolümü yaptım:

Oh neyse ki her şey hala stabil.

Furkan tuvalete gidiyorum, dedim. Kalktım tuvalete gittim.

Tuvaletin yanında çok rahat iki koltuk var. Daha önce AAA ÇOK GÜZELLERMİŞ diyerek oturup kestirmiştim birkaç dakika.

Tuvalete girmeden bir dedim oturayım:

Bir uyandım ki aradan iki saat geçmiş bu sefer de :D

Ağzımda kötü bir tat, ders çalışılmadan uykuyla geçen bir sürü saat!

Furkan'ın yanına gittim, kanka dedim uyuyakalmışım şurada.

A ben, dedi, seni bunca saattir, dedi, Ece Naz'ın yanındasındır sanmıştım, dedi.

Yok dedim uyuyakalmışım.

Ben dedim tuvalete gidiyorum şimdi, dönmezsem erken, gel beni uyandır :D

...

Sonra bir de gittik mısır gevreği yedik odada.

E uyu uyan, uyu uyan, git gel; saat oldu 10.

E birkaç sayfa MATH203 bak, sıkıl, yazı yaz.
Bu satırlara kadar geldik.

Şimdi siz bu yazıyı okurken ben MATH203 çalışıyor olacağım ve ah geceler-sabahlar benim!

Tabii yazıyı 14 Kasım'dan sonra okuyorsanız, çoktaaaan 100 almış olurum.

...

Şimdi saat 22:37 olmuş.

Bana müsaade.

Biraz Chebyshev amcayla ilgileneyim, bakayım neler neler sığdırmış ufacık(!) bir formüle.

Uykusuzluk tamam da baş ağrısı birazcık başladı, ilaç alırım kaçar gider o da.

Böyle yazınca kendiliğinden geçti a a.

"Bu kadar uyumuşsun, uykusuzluk mu diyorsun hala" diye sorduğunuzu duyar gibiyim, ya da"yoo sormadık öyle bir şey" diyorsunuz,  söyleyeyim dün gece odamda SONSUZA DEK YANAN ATEŞ isimli bilimsel -ve bir o kadar da sanatsal- keşfimle ilgileneyim falan derken saatleeeer saatleer geçtiğinden, bugün de Öğrenci Birliği toplantım için erken kalktığımdan biraz uykusuzluk vardı anlayacağınız sevgili vücudumda. (Ayrıca içinizden "yoo sormadık öyle bir şey" demediğinizi biliyorum, sorun yok.)

...

Saat 22:42 oldu. Snap story'mi kaydettim, geldim, yazdım, ve gidiyorum.

...

Yazdıklarımın MATH203 ile alakası yok aslında. Sadece başka şeyler araştırmak istediğim bir gecedeyiz. Olasılığın ve tabi ki matematiğin öneminin farkındayım.

...

Paylaşılacak güzel şeylerde görüşmek üzere!



Atakan
IC (evet doğru hatırlıyorsunuz: aysii)
onüç Kasım ikibinonbeş
SU